30 Mart 2010 Salı

Mide bulantısı

Futbolcuları önemli noktaya koyan yapıda, bugünlerde ki şaklabanlıkları gördüğümde şaşırmamayı artık öğrendim. "Adam olamamışsın" hikayesiyle anılacak yüzlerce futbolcuyla yürüyen süper ligimiz, her hafta tekrar tekrar midemi bulandırmayı başarıyor.

Saha dışında harika bir insan denen iki yüzlü sahtekarlar,
dini bütün ama bir taç için yalan söyleyenler,
rakibini sakatlamaya çalışanlar,
taraftarlara bir tarafını gösterenler,
rakibine tükürenler,
hakeme ana avrat sövenler,
para için rakibine yenilenler,
bir türk hoca şampiyon olsun diye takımını sabote eden hocalar,
yüzlerce örnekle anlatılabilecek olan iğrenç insanlar, hiç biriniz suçlu değilsiniz...
sizi yetiştiren aileleriniz, hocalarınız, yöneticileriniz suçlu olanlar...
iyi bir insan olmak mümkün değil artık sizin için.. umarım bir gün bu yaptıklarınızın cezasını çekersiniz...

23 Mart 2010 Salı

Başkan...


Galatasaray'ı sevmek ve Galatasaray'la yaşamak...

allah rahmet eylesin...

30 Ocak 2010 Cumartesi

Semih, Semih from galatasaray


semih kayanın gaziantep e transferi incelendiğinde herşey yolunda gözüküyor.. ikinci devre için kiralık olarak gönderilmiş ayrıca satın alma opsiyonu yine antepsporda..
öncelikle bu transfer neden doğru bunu inceleyelim.. ilk olarak gittiği takım kesinlikle doğru bir takım.. gençlere önem verilen bir yapı içinde bulunacak semih.. takımın en gençlerinden biri olacak olsa da milli takım tecrübesi ve potansiyeli takımdaşlarından daha üst seviyede.. gençlere forma verebilen bir hocayla beraber çalışacak.. oynadığı pozisyon için antepsporun elinde ilk onbirda bulunan 2 yabancı dışında yeterli seviyede oyuncu olmadığını rahatça söylemek mümkün.. her iki ayağını kullanabilir oluşu yeterli bir hıza sahip oluşu, oyun zekası, sert oynayabilme ve güçlü oynayabilme yetenekleri semihin yeni takımında defans dörtlüsünün herhangi bir bölgesinde de yer bulabilmesini sağlayacaktır..
semih gibi bir yeteneği kadrosuna şimdilik katmayı başaran antep için ise zor olan konudan bahsedelim.. semihin sezon sonu kiralık kontratı sona eriyor.. burda önemli olan husus semihin antepte kalmak isteyip istemeyeceği.. antepte kalması için şartların başında süre bulabiliyor oluşu geliyor.. antep semihi uzun süreli istiyorsa ona sahada zaman vermek zorunda.. peki semih zaman bulup yeteneklerini tüm türkiye ye gösterdiğinde galatasaray onu geri almak istemeyecek midir? cevap kesinlikle takıma dönmesi istenecektir.. işte antep için izlenebilecek 2 yol var.. 1-süre vermeyip semihi galatasarayın radarından çıkarmak(ki semihi kaybederler). 2- semihe süre verip ikna etmek(bu durumda da galatasarayın onu geri istemesi sözkonusu olur).. göründüğü üzere iki yolun sonuda kirli gözüküyor!
son olarak semihin galatasarayla olan ilişkisinin bu şekilde gelişmesini hiç istemediğimi belirtmek isterim.. semihin duruşu futbol yetenekleri ve zekasıyla türkiyede daha önce yetişmemiş kalitede bir defans oyuncusu olduğu görüşündeyim.. kısa kariyerinde sakatlıkların problemler yarattığını söylemek mümkün.. sakatlıklar olmasaydı bugün birinci takımda çok önemli bir parça olmuş olacaktı.. ve her yönüyle kewell kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu tüm izleyenlerine gösteriyor olacaktı..
bir temenni belirtmek gerekirse; yakın gelecekte bir gün "semih, semih from galatasaray" sözlerini ondan duymak dileğiyle... başarılar...

25 Aralık 2009 Cuma

Erhan Şentürk ne yapmalı?


Erhan sezon başında Galatasaray kadrosunda kendine yer bulan, geleceği parlak olabilecek bir futbolcu. oynayabileceği pozisyonları forvet/forvet arkası/kanatlar olarak sıralayabiliriz. bugünlerde Erhan da geleceğiyle ilgili olarak bir kırılma noktasında olabilir.. diyarbakırsporda başladığı sezona yeni bir takımda devam etme durumu var.. ve bu takımın alt liglerde olması kuvvetle muhtemel.

sanıyorum ki erhanın diyarbakırdan ayrılma durumunun sebebi parasal olmayacaktır. yaşı dolayısıyla oynayabileceği bir takım bulması onun için önceliktir. diyarbakır'ın futbol anlamında ki ekonomik yetersizliği, takımın karışık oluşu ve elbetteki futbol anlayışı çağın çok gerisinde kalan teknik direktörü gibi nedenler takımdan ayrılmaya karar vermesine neden olmuş olabilir.

ancak geçmiş örneklerinde yaşadığımız üzere gittiği takımdan -şartlar ne olursa olsun- ayrılıp başka bir takıma geçen genç galatasaray futbolcuları bir daha asla imkan bulup galatasaray forması göremediler.. cafercan, erkan ferin, anıl gibi örnekleri düşündüğümüzde yapılacak en iyi şeyin takımında kalıp, kalan 17 maçın hepsinde ilk 11 de başlamak için çalışması olduğunu söyleyebiliriz..

elbette bunun ziya doğan yönetiminde olması pek muhtemel gözükmesede, başarılı olması halinde elde edeceklerini düşünürsek.. teknik direktörünün kafasına girmek (nasıl yapar bilemiyorum), oyununa yeni silahlar katmak, koşu kapasitesini 12-13 kilometrelere çıkarmak, 30 metreden gol yapacak bir şuta sahip olmak, ağırlık salonunda saatler geçirmek, her gece playstation yerine gerçek maçlar izlemek, bireysel taktikler oluşturmak Erhan'ın önümüzdeki 6 ay da yapacağı şeyler olmalı..

belki bunları başarsa da galatasaray da yer bulamaz ama önümüzde ki sezon için olmayan şansını %20 lere çıkartabilir... hayat ihtimal yüzdelerinin artıp azalmasından ibaret değil mi?

24 Aralık 2009 Perşembe

CANER GALATASARAY'DA


trabzonspor maçından akılda kalanlarla başlayalım..


-arda nın güçlü oyunu..


-aydın ın mücadeleci oyunu.. yüzünden belli olmasa da!! özellikleri açısından incelendiğinde striker/forvet olarak başarılı olabilecek bir oyuncu aydın.. hızlı ve ivmesi yüksek fena zıplamayan ancak tek ayaklı bir oyuncu.. genç takımlardan hocalarının aydın kafa toplarında etkin olabilceğini halen söylerler. bu pozisyonun onun için çok ciddi bir seçenek olduğunu düşünüyorum. bu evrilme elbette kolay olmayacaktır. ancak yıllar önce nihat ın geçirdiği bu değişimi yapabilirse (ki bitiricilik ve pozisyon konsantrasyonu için çok çalışmalı) çok ama çok büyük paralar kazanabilir.


-alparslan ın bu takımda sol bek olarak elbette oynayabileceği.. bu çocuk a2 maçlarında bu konsantrasyonu koyabilse aylar önce bu takımda kendine yer bulmaya başlardı. umursamazlık bazı gençler için geçekten zorluklar yaratıyor..


- ve elbette başlığada ilham veren caner..

u17 de peru da.. başalayan hikaye birçok kişi için yıllar yıllar anlatılmadı.. bu çocuk o turnuvada nuri şahin kadar başarılı oyunlar koymuştu ortaya.. ve oynadığı pozisyonlar her maç farklı olsada çok verimli maçlar çıkarmıştı.. (nuri nin o takımda tek pozisyonda tek pozisyon konsantrasyonuyla oynadığını unutmamak gerkir.) bugüne dönersek. caner galatasarayın sisteminde çok farklı pozisyonda oynayıp bunların altından kalkabilecek bir oyuncu. sol bek, orta üçlünün solu, oyun kurucu, sağ/sol açık.. bunların yanında güçlü mücadeleci ve teknik kapasitesi yüksek.. böyle bir oyuncunun maliyeti pek küçük olmayacaktır herhangi bir piyasada. (satın alma opsiyonu 3-4 milyon euro civarı sanırım) fatih terimin kulakalrı çınlasın .. tam onun adamı caner. koy takıma sonra 90 dakikada 6 pozisyon değiştir adamı gıkı çıkmaz bide üstüne güzel oynar.. ikinci devrede iki maç 25 metreden golünüde atar.. sonrada grafik bi daha durmadan sürekli yukarı gider.. sezon sonunda yönetim satın alma opsiyonunu ödeyip biraz tuzlu bir türk oyuncu almak zorunda kalır..

19 Aralık 2009 Cumartesi

benitez yola hazırlanıyor..


liverpool hayallerin takımı!
punduna getirip premier lig şampiyonluğumu yoksa punduna getirip şampiyonlar ligi şampiyonluğumu daha kolaydır? cevap yıllarca bulunamayabilir.. ancak "rafa nın liverpoolu şampiyonlar ligini şansla kazandı bakın liglerinde hiçbirşey kazanamıyorlar" argümanı artık sorunun cevabı için kullanılabilir bir fikir cümlesidir..
not: benitez gitmeden yada yerine gelen hemen hayırlısıyla gerard ı mascherano ile birlikte orta ikilide denese.. yanılıp yanılmadığımı bir görsek...

Çirkinleşmeden Mümkün mü?


kayseri antalya maçını izlerken aklımdan geçen her düşünce gidip iki yüzlülüğe ve rakiplere(hakem!! ve antalya)yapılan saygısızlıklara takıldı.. koskoca stadyum ve kayseri takımı, yüzünde tek pozisyondan 3 ayrı yarayla çıkan kaleciye neden zaman geçiriyorsun diye saldırıyor.. benzer garip heyezanlar maç boyu sürüyor..
liderlik böle bişey işte küçük takımlar için.. kazanmak için hiç bişey yapamadan hakkımız yenilecek diye maça çıkmak.. yazık onlarda bu kadar düzgün şartlara rağmen küçük hayaller peşinden koşarlar ilerde.. kendine inanmazsan kimseyi kendine inandıramazsın.. çıkıp en iyi olduğunuza inanarak oynayın ve gerekenleri yapın yada futbolu kirletmeyin..